9 Kasım 2011 Çarşamba

hi!

Sanal alem günlükleri moda oldu son günlerde. Herkes birilerine bir şekilde ulaşmanın derdinde. Her geçen gün daha da artan ve hatta kimi çevrelerce gözümüze sokulan 'blog' lar şimdi gündemde.
Yıllarca dertlerimizi-sevinçlerimizi en yakınlarımızla paylaşır, onlardan yardım beklerdik. Zaten
anlatınca kalmazdı sıkıntımız, stresimiz. İlerleyen zamanlar bize "Çılgın Bediş" i armağan edince "Sevgili Günlük" ile başlayan defter arkadaşlıkları aldı yerini. Gayet masum ve safça. Şimdilerde ise teknolojinin nimetlerinden faydalanır olduk. Böylelikle sıkıntılarımızı ya da başımızdan geçen herhangi bir olayı hatta sadece hissettiklerimizi insanlarla, hem de hiç tanımadığımız, belki de km'lerce uzaktaki insanlarla paylaşacak ve bununla birlikte çok sevdiğimiz defter arkadaşlığımıza da devam ediyor olacaktık. Bu bahsettiğim her aşamayı yaşamış bir insan olarak durup düşündüm ve neden bir blog oluşturmuyorum dedim kendi kendime. Ve böylece kendimi buraya yazıyorken buldum. Ne bir amacım var ne bir hedefim. Yazmak pasiflora içmeye benzer. Eee ben pasifloramı içtim, okuyup kafa bulması da size kalmış :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder